Vietnam, ABD ile girdiği savaşta yaşadığı olağanüstü vahşete rağmen, ülkesini korumayı başarmıştı. Savaş karşıtlığı açısından da dönüm noktası olan Vietnam’ın direnişi tarihlerinde ilk değil. Aynı topraklar 800 yıl kadar önce bir diğer vahşi gücün saldırısına karşı koymuştu.
Tran Hanedanı, 1226’dan 1413’e kadar Vietnam’ı yönetti ve tarihe Moğol istilasını başarıyla püskürten ilk halk olarak geçti.
Vietnam’a gelene kadar Moğollar, Asya ve Orta Doğu’daki imparatorlukları fethetmekte pek zorlanmamıştı, ancak şansları Vietnam halkıyla karşılaştıklarında değişti.
İlk istila, Moğolların şu anda güneybatı Çin’de bulunan Yunnan’ı işgal ettikleri 1257 yılında gerçekleşti. O dönemde Moğol lideri olan Kubilay Han, Vietnam imparatoru Trần Thái Tông’a üç elçi gönderdi. Moğol savaşçılarına Vietnam’dan serbest geçiş hakkı tanımasını talep etti.
Ancak, İmparator Thái Tông bu talebe cevap vermek yerine cesur bir hamle yaptı ve elçileri hapse attı. Bu, beklenildiği üzere Moğol liderini pek memnun etmedi ve Kubilay Han hemen savaşa hazırlanmaya başladı.
İmparator Thái Tông neyle karşı karşıya olduğunu biliyordu. Muhtemelen zorlu bir mücadele olacağını bilerek, tüm halkına savaşa hazırlanmalarını emretti. Asker-sivil ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarına, yaklaşan Moğol istilasına karşı silahlarını tamir etmeleri ve yenilerini üretmeleri talimatını verdi.
İmparator haklıydı. Halk savaşa hazırlanırken, Kubilay Han çoktan başkomutanını, başkenti kuşatmak üzere 1.000’er kişilik iki grupla Vietnam’a göndermişti.
Vietnam ve Moğol orduları başkentin dışındaki bir nehir kıyısında karşılaştılar. İmparator Tran’ı bir filin üzerinde nehir boyunca ilerlerken görünce Moğollar büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Savaşta ilk kez fillerle karşılaştıkları için ne beklemeleri gerektiğini bilmiyorlardı ama soğukkanlılıklarını koruyup fillerin ayaklarına alevli oklar attılar.
Sonunda, filler bile Moğol ordusunun şiddetini bastırmaya yetmedi. Nehir kıyısında iki kanlı çatışmanın ardından, imparator ve ordusu teknelerle güneye kaçıp başkenti terk etti. Bu noktada, imparator ve ailesi ülkeyi tamamen terk edip Güney Song Hanedanı’nın himayesine sığınmayı düşündüler.
Ancak Moğolların şansı değişmek üzereydi. Başkente girip halkını katlettikten sonra, Moğolların başka bir ezici zafer kazandıkları düşünülüyordu. Bu zafer hissi kısa sürdü. İmparatorluk başkenti, 25.000 kişilik Moğol ordusunu desteklemek için çok küçüktü. Ayrıca, Moğolların şehirde yarattığı yıkım, dizanteri ve sıtma gibi hastalıkların patlak vermesine neden oldu.
Bu faktörler, dayanılmaz sıcakla birleşince Moğolların morali bozuldu. Moğol ordusunun gücü azalırken, imparator ordusunu geri getirip sadece dokuz gün içinde istilacıları şehirden kolayca çıkardı. Moğolların Vietnam’ı fethetmeye yönelik ikinci girişimi çok daha uzun sürdü, 1283’ten 1285’e kadar. Bu noktada, Kubilay Han komutasındaki Moğollar tüm Çin’i ele geçirmişti, bu da Vietnam’ı her zamankinden daha savunmasız hale getirmişti.
İkinci fetih hareketlerinde Moğollar Vietnamlıları yok etmeye çok yaklaştı. Başkenti ele geçirip imparatoru ve ailesini neredeyse yakalandıkları küçük bir adaya kaçmaya zorladılar. Ama doğa bir kez daha Vietnamlıların lehine çalıştı. Vietnam ordusu Moğollara karşı çaresizce savaşırken, sıcaklık ve hastalık Moğol istilacılar üzerinde etkisini göstermeye başladı, getirdikleri Çinli doktorlara rağmen.
Çatışmaların sonunda, Moğolların önde gelen generallerinden biri öldürüldü ve Moğol eğemenliğindeki Çin’e geri dönen ordu, başlangıçtaki büyüklüğünün sadece bir kısmıydı. Ancak Kubilay Han pes etmeyi reddetti.
Sadece iki yıl sonra, bir donanmayla beraber üçüncü bir saldırı başlattı. Bu donanma orduya malzeme sağlayacaktı. Ancak planları, yüzlerce Moğol gemisini batıran ve ele geçiren Vietnamlı generaller tarafından bozguna uğratıldı.
Karada da işler daha iyi gitmedi. Vietnamlılar, Moğol atlarını durdurmak için hendeklere kazıklar yerleştirerek gerilla savaşı yaptılar. Ayrıca Moğol teknelerine karşı nehir baskınları düzenlediler. Bir yıl süren savaşın ardından Moğollar vazgeçti ve Vietnam halkı nihayet rahat bir nefes aldı.