Ken Loach’a Cannes’da “Sinemayı bırakacağınız doğru mu?” sorusu çok yöneltildi. Loach ise tüm bu sorulara “Her seferinde bir gün” diyerek, elinden geldiğince devam edeceğini söyledi. Ancak Loach’un sinemanın değişen koşulları ile ilgili söyleyeceği her zamanki gibi çok şey vardı:
Loach, “Film yapabilmek için yönetmenlerin ve yazarların karar verme hakkı yok; şimdi kapılar, günlük meselelere kendi politik bakış açısını getirmek isteyen genç insanların yüzüne kapanıyor. Sosyal filmler ve politik filmler arasında fark var. Sistemlerinin başarısız olmasına rağmen, iktidardaki insanlar neden kendilerine meydan okuyan filmleri desteklesinler ki? Sorun biraz da muhalefeti organize etmek. İnsanların kendileri için filmler çekenlere sahip çıkması gerekiyor” sözleriyle günümüz politik sinemasının durumunu özetledi.
Loach, son filmi The Old Oak için esinlenmenin son iki filmi için Kuzey Doğu İngiltere’de çalışmaktan ve sanayide istihdam edilen insanların kaderine terk edilmesini izlemekten geldiğini söyledi. Yönetmen, “Suriye Savaşı’ndan kaçan mülteciler de buraya yerleştirildi. Bu bölgede ülkenin herhangi bir yerinden daha fazla Suriyeli mülteci var. Hükümet, onların orada olduğunu bilmenizi istemiyor” sözleriyle İngiltere’nin mülteci politikalarını da eleştirdi.
Loach, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’i tüm dünyada mülteci sorununu yaratan insanların başında gelmekle de suçladı: “Bu sorunun temelleri Irak işgalini desteklemeye kadar gidiyor. Lahey’de savaş suçları mahkemesi önünde olmalı”
