Danny Boyle’un ilk filmin kadrosunu koruyarak çektiği Trainspotting 2 ya da kısa ismiyle T2, fragmanıyla hepimizi heyecanlandırdı.
Fırat Türkoğlu: Benim yorumum gayet net ve düz olacak: Yessssssssssss….
Müjdat Çetin: Düzgün bir yazı dili kullanıp, fragman hakkında bir şeyler yazmaya çalışayım dedim. Fırat’ın yorumu, beni bu çabadan vazgeçirdi. Fragman şahane, sevinçten halay çekiyoruz.
Haktan Kaan İçel: Heyecanlandırmaması elde değil. İlk filmin kadrosunu muhafaza edip, muhtemelen ona iyi eklemeler yapıldığını da düşündüğümüzde harika bir film geliyor gibi gözüküyor. Hele ki yönetmen koltuğunda da maceraya gidilmemiş. Danny Boyle varsa, gözü kapalı filmi izlemek gerekiyor. Fragmandan gördüğüm kadarıyla filmdeki tek korkum ilk filmin tekrarı olması diyebilirim. Çünkü bu tip filmler yıllar sonra çekildiklerinde nostaljik duyguları beslemek dışında, buruk bir tat da veriyorlar. İlk filmi özletiyorlar. Umalım da yine kendine has bir film ortaya çıksın ve mutluluktan dört köşe olalım. Ama fragman itibariyle bomba bir film geliyor diyebiliriz.
Yıldıray Kibar: 20 yıl önce çılgınca ve sorumsuzca eğlendiğim arkadaş tayfasıyla yeniden buluşmak gibi hissettiriyor. Bakalım o eski etkiyi yaratacak mı üzerimizde. Eğer eski anıların bir tekrarı olacaksa (ki fragman biraz bu izlenimi yarattı) yeterli bir keyif sağlar. Yeni bir anı yaratacak ve bambaşka bir etki bırakacaksa üzerimizde Dany Boyle’a kurban oluruz. Tik tak tik tak tik tak bekliyorum.
Umut Tiryaki: Çok fena gaza geldim. 20 yıl sonra aynı yıldız kadro ile Trainspotting’ in devam filmini çekmek çok desteklediğim bir fikirdi. Danny Boyle’a güveniyorum. İlk filmin daha üstünde bir film gelecek gibi ama son 20 yılda seyircinin zevkleri o kadar değişti ki ilk filmin etkisini verebileceğini pek de sanmıyorum. Vizyona girmesini büyük bir heyecanla bekliyorum. Ülkemizde vizyona girer mi ki acaba?
Barış Toker: Fragmanı açınca başta çok heyecanlandım, sonra aptal bir gülümseme, en sonunda ise çok duygulandım. Yaşlandığımı hatırlattı bana yaşlanan oyuncu kadrosu. Transpotting’i izlediğimde çocuktum. O zaman için çok enteresan bir film tecrübesi olmuştu benim için. 20 yıl nasıl da geçivermiş diye düşündüm fragman boyunca. Eski yüzleri bir arada görmek güzel geldi yine de. Karışık duygular içerisindeyim…
Fragmanın daha hemen başında “twitter, instagram vs.” duymak da ilginç geldi. Bu adamları en son bıraktığımızda kasetli atariden mario oynuyorduk, onlar da vhs kasetten maç(!) izliyordu. Geçen 20 yıl içerisinde yaşadıklarını ve değişimlerini görmek çok acayip hissettirecek gibi. Her ne kadar Spud’un pek fazla değiştiğini sanmasam da… Bu süreçte değişen Danny Boyle’un sineması da oldu tabi ki. Geçen süre içerisinde birçok farklı film çekti. Tanınmayan bir yönetmen ve oyuncularla çekilen Trainspotting’ten 20 yıl sonra elimizde oscarlı bir yönetmen, star olmuş oyuncular ve tüm dünyanın merakla beklediği bir Trainspotting filmi var. Fragmanda ilk filme göndermeli bolca kadraj gördüm. Zaten müzik de gayet tanıdık. Her ne olursa olsun ilk filmin bıraktığı izi bırakamayacağını baştan kabullenip rahat rahat izlemek lazım. Ortaya nasıl bir film çıkacak bilmiyorum ama hepimizin hayatında yer edinmiş bu karakterleri tekrar görmek kesinlikle şahane olacak.
Yekta Kurtcebe: Transpotting’i ilk izlediğimde bende 17 yaşında bir ergen ve erken dönemlerinde olan bir drug enthusiast’tım. Aradan geçen bu 20 yılda şu yorgun gözler çok şey gördü. Şu çok oynadığım burnum çok pis kokular aldı. Danny Boyle’un işi bir nebze daha kolaydı ilk filmde çünkü milenyum öncesi dönemde uyuşturucular adı-künyesi-kimliği olan net maddelerdi. 2016’ını son aylarını yaşadığımız günümüz dünyasında ise işler biraz karışık. Fragmanda da belirtilği gibi artık dozajlar ve maddeler anonimleşmiş durumda. Çok daha vahşi ve kontrolsüz bu dünyanın Transpotting’i bayağı içimiz burkacak bir film olmalı diye düşünüyorum. T2 kısaltması da nedense bana Terminator iki Judgement Day filmini hatırlattı. Transpottting 2: Judgement Day’i çeşitli kaygılarla beraber heyecanla bekliyorum.