Suits veya Takım Elbiseli Hukuk Oyunları

haber

Kısa olsun, akıcı olsun, kafa ütülemesin, hukuk olsun, stil olsun, mizah olsun, dahi karakter olsun diyorsanız buyurunuz ikinci sezonu devam etmekte olan Suits’e.

Suits, New York’ta büyük bir hukuk firmasını merkez belirleyerek yola çıkan bir dizi. Genel olarak gündelik hukuki uzlaşı davalarını orijin belirleyen dizi, karakterlerinin işle ve birbirleri ile olan ilişkilerini kendine göre zeki, mizahi ve akıcı bir dille anlatıyor.

Muadili hukuk dizilerine nazaran tatlı su dizisi denebilir. Her ne kadar karakterlerin karizması ve dehası ön plana çıkarılsa da; çözümler ve ortaya çıkan başarılar genel anlamda basmakalıp oluyor. Dizi çerez niyetine gittiğinden bu durum rahatsız etmiyor. Büyük bir hukuk firmasının stil sahibi, cool ve yıldız avukatı Harvey Specter (Gabriel Macht) şirketin büyük ortağı olduğunda kendisine stajyer avukat edinmek zorunda kalır. Tesadüfi bir biçimde üniversite terk olan ve küçük çaplı yasadışı işlerle para kazanan Mike Ross ( Patrick J. Adams) ile Harvard mezunları mülakatında karşı karşıya kalır. Oysa Mike kendisini kovalayan uyuşturucu mafyasından kaçarken bulabildiği ilk odaya girmiştir. Mike görsel hafızası ve üstün analitik matematik yeteneğiyle bir tür dehadır. Gördüğünü ve okuduğunu unutmayan bu genç adam Harvey’in ilgisini çeker. Tek problem Mike’ın hukuk, daha doğrusu üniversite mezunu dahi olmamasıdır.

Sonuç olarak birkaç evrak sahteciliği ve yalanla ikili beraber çalışmaya başlar ve olaylar gelişir. Suits için Mad Man’in üzerinde oynama yapılarak günümüze uyarlanmış hali denebilir. Fazlalık olan kısımlar çıkarılmış yerine zeki görünmeye çalışılan replikler konulmuş ve ürün piyasaya sürülmüş. Senaristleri küçümsediğimi düşünmeyin. Tarantino, senaryo yazarken en zor kısım diyalog kısmıdır der. Bu dizideki diyaloglar da oldukça iyi ve rafine. Yani kulağınıza ilk geldiğinde gülümseten, hazmı kolay, posası olmayan zeki cümleler. Dizinin kimyasına çok iyi hizmet ediyor. İkili ilişkiler ve karakterlerin iç dünyaları fazla irdelenmiyor. Mike Ross’un sıkıntıları ilk sezonun en fazla deşilen kısmı iken büyük gizem Harvey’in dünyasına fazla konuk olmadık. Zannediyorum ikinci sezon da o diyarlara da konuk oluruz. Olmasak da olur. Zaten dizi bittiği andan itibaren içeriğine dair bir şey kalmıyor insanın zihninde. İyi bir seyirlik cümlesinin manasını sonuna kadar hak ediyor demek doğru.

Karakterlere kısaca değinelim diyenler varsa buradan alalım.

Esas adamımız Harvey Specter kendine güveni üst safhada, işinde oldukça başarılı, stil sahibi, soğuk bir adam. Hem yakışıklı hem de çirkin denebilir. Rahatsız edici bir şekilde üzerinden ego akıyor ve bu durum başarısına hizmet ediyor. İçinde farklı bir kişi taşıdığı ve üzerinde taşıdığı şık takım elbisenin bunu saklamasına yardım ettiği belli belirsiz ima edilse de görünen kendisine aşık yeni nesil bir yuppie.

Dizimizin dâhisi Mike Ross görsel hafızası ve matematik yeteneği ile bezenmiş durumda. Küçüklüğünden beri avukat olmak istediyse de en yakın arkadaşının kötü yönlendirmesiyle yeteneklerini yasa dışı şekilde para kazanmakta kullanıyor. Hukuki düzenleme, yasa ve mevzuatları teorik olarak kusursuz bir biçimde biliyor. Pratik olarak ise hiçbir fikri yok. Karakterin gelişimi Harvey’in bireysel yönlendirmesi ve kendine has özgür ifade biçimleriyle ilerliyor denebilir.

Louis Litt (Rick Hoffman) dizinin kötü karakteri gibi görünse de bölüm sonu canavarı gibi bir hali yok. Specter’ı ölümüne kıskanan Louise kendi işinde çok başarılı ve yeri doldurulması güç bir avukat. Buna karşın insan ilişkileri felaket bir biçimde kötü. Genelde mizah unsuru gözetilerek belirlenmiş bir rol payı var.

Şirketin başında Jessica Pearson (Gina Torres) var. Yine karizmatik bir karakter ve zor kadın rolünde kendisini izliyoruz. Mükemmel profesyonelliği yanında sivri dilli ve neşeli bir kadın olan Jessica güçlü bir patron aynı zamanda. Vakti zamanında kendisi Specter’ın konumundayken paralegal olarak onu işe almış ve başarısından etkilenerek Harvard’da okutarak şirketin avukat kadrosuna geçirmiş. Specter ve Ross ilişkisinin bir dönem öncesinde Pearson ve Specter usta çırak kimliği olduğu anlaşılıyor.

Rachel Zane (Meghan Markle) şirketin en yetenekli paralegali. Paralegalin Türkiye’de ki karşılığı Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu sayılabilir. Avukat değil, genelde araştırma, dilekçe ve evrak takibinde görev alıyorlar. Rachel’de avukatlık rüyası süren bir kişi. Hukuk fakültesi sınavı olan LSAT’tan korktuğu ve stres yaşadığı için bu düşünü gerçekleştiremiyor. Ross’un başkalarının yerine sınava girerek bu sınavda en yüksek notları aldığını belirtmekte fayda var. Sonuç olarak Rachel, zeki, çalışkan ve cici bir kız. Potansiyel olarak Ross ile duygusal bir yakınlaşma içinde olacaklarına dair ipucu vermekte de fayda var.

Donna Paulsen (Sarah Rafferty) Harvey Specter’ın sekreteri. Fakat öyle böyle bir karakter değil. Specter’in eli ve gözü demekte fayda var. Oldukça güçlü bir karakter. Her şeyden haberdar olmasına karşın ser verip sır vermeyen becerikli bir kadın Donna. Zeki, neşeli, hazır cevap ve diziye değer katan bir karakter olduğunu söyleyebiliriz. Harvey’le olan ilişkisi biraz gizemli ve geçmişlerinde onları bağlayan bir sır olduğu aşikar.

Sonuç olarak Suits mizah dozu yüksek akıcı bir hukuk dizisi. Çok zaman harcamıyor. Ayrılan zamanı da keyifle değerlendiriyor. Belki biraz House, belirin biçimde Mad Man dünyasından akılcı uyarlamalarla yapısını belirleyen dizi şimdilik üçüncü sezonunu garantilemiş durumda.

Tagged