Joseph Benjamin Higgs yada sahne ismiyle Joe Higgs, 3 Haziran 1940’da Kingston’da doğduğunda ülkesi Jamaika’ya, müzik kültürüne ve dünyaya yapacağı katkıları bilemezdi. Kingston gettolarından Trenchtown, onun büyüdüğü, beslendiği, kendini ve çevresini geliştirdiği yer oldu.
Higgs, şarkı söylemeyi yerel kilise korosuyla her hafta müzik yapan annesinden öğrendi. Gelecekteki reggae efsanelerinin onun gayri resmi derslerinde öğreneceği ilk şey, Jamaika kültürünün müzikal ve ruhani yönleri arasındaki göbek bağıydı. Ayrıca öğrencilerine nefes kontrolünü, melodiyi öğretti ve onlara gitarla şarkı yazma dersleri verdi. Gettoda yaşamın zorluklarını ve aynı zamanda dayanışma ve birlikte bir şeyler yaratma duygusunu yaşadı. Evinde toplanan gençlerin koruyucusu, arkadaşı, öğretmeni ve ruhani, ahlaki, müzikal rehberiydi. Higgs, müziğin sistemi değiştirebilecek kadar güçlü olduğunu gösterdi.
İlk şarkısını 1958’de iş insanı ve gelecekteki Jamaika Başbakanı Edward Seaga’nın yapımcılığında kaydetti. Yine çocukluğundan arkadaşı Roy Wilson ile birlikte Higgs and Wilson ikilisini kurdular. İlk hit şarkıları Oh Manny Oh, onlara getto’dan çıkma olanağı sağladı. Ama getto onların içinden asla çıkmadı. Birlikte çıkardıkları ilk albüm Jamaika’da basılan ilk plaklardan biriydi ve 50.000’den fazla kopya sattı. Joe Higgs, arka arkaya çıkardığı şarkı ve albümlerle Godfather of Reggae olarak anılmaya başlandı.
Higgs’in müzikal ve sosyal etkisi kendi müzik yaşamının ötesine uzanıyordu. Genç müzisyenlere, özellikle de Bob Marley ve Wailers ile Jimmy Cliff gibi efsanevi sanatçılara mentorluk yapmasıyla ünlüydü. Higgs, Trench Town’daki bahçesinde resmi olmayan müzik dersleri verdi ve burada Bob Marley ve Bunny Livingston, Peter Tosh ile tanıştı.
Sayısız başarısına rağmen, Higgs’in yolculuğu zorluklarla doluydu. 1983’teki Jamaika hükümetini eleştiren So It Go yasaklandı. Hükümet yanlılarının baskıları ülkeyi terk etmesine neden oldu. Los Angeles’a taşındığında dönemin müzik çevreleri onu büyük bir heyecanla karşıladı. Higgs, genellikle reggae müziğinde gölgede kalan bir figür olarak kabul edildi. Ticari müziği küçümsemesi ve spot ışıklardan hoşlanmaması, onu destekleyici bir role itti, belki de müziğe en büyük katkısını bir öğretmen olarak verdi.
Higgs’in müziğinin kalbi Los Angeles’ta yaşasa bile, Kingston’daki TrenchTown’da atıyordu. Şarkı sözleri genellikle çocukluğunda ve gençliğinde karşılaştığı mücadeleleri ve zorlukları anlatıyordu. Reaggae’nin özü bu şarkılarla oluştu. Higgs, reggae müziğinin mücadele, özgürlük ve insanlar arasındaki dayanışmanın ve anlayışın bir sembolü olduğuna inanıyordu:
“Müzik bir mücadeledir. Reggae, seslerin çatışmasıdır. Reggae, gettoda da kolayca duyulacak, hissedilecek canlı bir sese sahip olmalı… Temel sesler davul ve bası güçlü beat’lerle çalmalısınız. Klasik bir reggae şarkısı, dünyanın herhangi bir yerinde anlaşılmalıdır. Özgürlüğü ister, kabul edilmeyi arar, anlayışa ihtiyacı vardır. Sert mücadeleden, uzun süreli acıdan sevgi doğar. Kendinizi acıyla özgürlük umuduyla korursunuz.”
Higgs bir mükemmeliyetçiydi. Sahnedeki bir şarkıyı kesip müzisyenlere baştan başlamalarını ve daha iyi çalmalarını söylemek için ünlüydü. Biyografisini kaleme alan Roger Steffens, onu karmaşık ve disiplinli, kendi kendini yetiştiren bir kişi olarak tanımladı.Joe Higgs, sadece bir müzisyen olarak değil, aynı zamanda müziğini ifade, özgürlük ve değişime yön veren bir güç olarak kullanan bir devrimci oldu. Sade tarzı, kölelik döneminden gelen eski Jamaika şarkılarına benziyordu. Bu dopdolu hayat maalesef kanserle sona erdi ve 18 Aralık 1999’da hayatını kaybetti. Ancak, mirası sadece kendi müziği aracılığıyla değil, aynı zamanda mentorluk yaptığı çok sayıda sanatçı aracılığıyla yaşamaya devam ediyor. Onuruna 2006’dan itibaren Joe Higgs Müzik Ödülleri verilmeye başlandı.
