Christopher Nolan: Oppenheimer’ı Yazarken Farklı Bir Teknik Kullandım

Görüntünün Akışı

Christopher Nolan, Oppenheimer’ın hazırlık ve senaryo yazım sürecinde 20 yıllık sinema yaşamında denemediği bir teknik kullandığını açıkladı:

“Birinin kafasının içine nasıl gireriz? Fizikte yarattığı radikal değişimi nasıl anlatırız? Sinemanın tarihsel olarak zorlandığı konulardan biri zekanın veya dehanın izleyiciye aktarılması. Bu konuda çoğu film insanları etkilemeyi başaramaz. Dahinin kişiliğiyle izleyiciler arasında bağ kuramazsınız”

“Bu yüzden yeni bir şey denedim. Senaryoyu Oppenheimer’ın gözünden yazdım. Daha önce hiç böyle bir şey yapmadım. Daha önce kimse yapmış mı onu da bilmiyorum. Her şey Oppenheimer’ın bakış açısından anlatılıyor; kelimenin tam anlamıyla onun gözlerinden bakıyorsunuz.”

Bitmiş senaryoyu görsel efektler süpervizörü Andrew Jackson’a gönderirken, Nolan “Bu adamın kafasına girmenin bir yolunu bulmalıyız. Dünyayı onun gördüğü gibi görmeliyiz, atomların hareket ettiğini görmeliyiz, enerji dalgalarını, kuantum dünyasını hayal ettiği gibi görmeliyiz. Ve sonra bunun Trinity Test’e (tarihin ilk nükleer bomba denemesi) nasıl çevrildiğini görmeliyiz. Yaşadığı tüm tehdidin, tehlikenin bir şekilde hissedilmesi gerekiyor. Bunu bilgisayar efektleri olmadan yapmalıyız. O gerçeklik karşısında ne hissettiyse biz de hissetmeliyiz.” notlarını da iletmiş.

Nolan, senaryonun karakter tanımları, ortam detayları ve sahne yönergelerinin bile Oppenheimer’ın bakış açısından yazıldığını belirtti:

“Tuhaf bir seçimdi. Ama bu tuhaflık, filmin nasıl çekilmesi gerektiğini bana hatırlattı. Ben gerçekten bu hikayeyi Oppenheimer ile birlikte yaşamak istedim; onun yanında oturup onu yargılamak istemedim. Bu anlamsız görünüyordu. Yaşadığı etik ikilemleri birlikte yaşamamız gerekiyordu””

Tagged