Antik Mısırlılar, yaptıkları her şeyin tanrıları memnun etmek için olması gerektiğine inanırlardı. Hem yaşarken hem de öldükten sonra naaşlarının korunması sırasında uyguladıkları birçok güzellik ritüeli, tanrılara bağlılıklarını göstermek için gerçekleştirilirdi.
Görünümlerini ve yüzlerini, tanrılarının çizimlerine benzetmek için özel çaba gösterirlerdi. Antik Mısır’ın birçok tanrısının hayvanlar olduğu düşünüldüğünde, makyajı da onların süslerine benzemek için kullandılar.
Örneğin bir şahin olarak tasvir edilen güneş tanrısı Horus, dönemin makyaj geleneklerini andıran yüz işaretlerine sahipti. Koyu renkli eyeliner, gözlere Horus’u andıran kuş benzeri bir görünüm kazandırıyordu. Güneş tanrısı Ra, makyaj yaptıklarında insanlara koruma sağlayacağına inanılan bir diğer antik tanrıydı. Bu tanrılara benzemeye çalışarak ve onları memnun etmek için ellerinden gelen her şeyi yaparak, Eski Mısırlılar bu tanrılardan benzer güçler ve koruma elde edeceklerine inanırlardı.
Antik Mısır şehirlerinin en yoğun nüfuslu olanları Nil Nehri boyunca kurulmuştu. Bu bölgeler verimli ve yeşil olmasına rağmen, kavurucu güneş, sinekler ve böcekler gibi sert doğal unsurları da barındırıyordu.
Mısır’daki aşırı sıcaklarla birleşen bu koşullar, insanları iklim kaynaklı sorunlarına çözüm olarak makyaj kullanmaya yöneltti. Özellikle eyeliner ve kirpiklere sürülen diğer malzemeler, bu doğal tehlikelerden korunma amacıyla kullanıldı. Sporcuların güneşin parıltısından korunmak için yüzlerini siyah boyalarla kaplamalarına benzer şekilde, Mısırlıların gözlerinin çevresine sürdükleri sürme, güneşin sert ışınlarını yansıtmakta da etkiliydi. Bu uygulama, sınıf ve cinsiyet fark etmeksizin yaygındı.
Ayrıca, makyajlarının “büyülü” iyileştirici güçler sunduğuna inanıyorlardı. Bu daha sonra doğrulandı. Göz çevresine sürme ekleyerek, Antik Mısırlılar enfeksiyonlardan korunacaklarını ve sinekleri uzak tutacaklarını düşünüyorlardı. O dönemde kanıtlanmamış olmasına rağmen, bilim insanları Antik Mısırlılar tarafından kullanılan sürmenin, içerdikleri eser miktarda kurşun sayesinde gerçekten göz enfeksiyonlarını önlediğini doğruladılar. Kurşun vücut için zehirli olmasına rağmen, bağışıklık sistemine yardımcı olan nitrik oksidi arttırıyor.
Antik Mısırlılar, öldükten sonra ruhlarının manevi dünyada başka bir hayat süreceğine inanıyorlardı. Ancak, ahiret yaşamına girişin garanti olmadığına inandıkları için, bu kaçınılmaz yolculuğa hem fiziksel hem de ruhsal olarak büyük bir özenle hazırlanıyorlardı.
Üst düzey Kraliçeler ve Kralların mezar odalarında makyaj ve kozmetikler bulunmuş olması, onların fiziksel görünümlerinin ahirette nasıl yansıyacağı konusunda endişeli olduklarını gösteriyor.
