Çiçeği burnunda Altın Palmiyeli yönetmen Ruben Östlund, Cannes Film Festivali ödül töreni sonrası basın toplantısında filmin süresinin uzun olması hakkındaki soruya “Yok daha neler!” yanıtını verdi.
İsveçli yönetmen, “Çocuklarımızı Harry Potter izliyor ve 2 buçuk saatten fazla. Tiyatroya gidiyoruz ve 3 saati aşan oyunlar izliyoruz. Dağıtımcıların süre kaygısını anlayışla karşılıyorum ama bence aptalca.” ifadelerini kullandı.
Östlund, “Sinemanın yaşamasını istiyorsak, hikaye anlatmanın farklı yollarına odaklanmalıyız” dedi. Altın Palmiye’yi kazanmanın kendisi için ne kadar önemli olduğuna da değinen Östlund, “Bizler İsveç’te Roy Anderson gibi yönetmenlerin geleneğinden ilerliyoruz. Bu yönetmenlerden çok şey öğrendim. Dolayısıyla bu ödüle ulaşmak, onların geleneği ve ruhuyla ilerlediğimi gösteriyor” şeklinde konuştu.
Ruben Östlund ayrıca bu yılki Cannes’da yaşadığı olumsuz olaylardan da bahsetti. “Yaya geçidinde birisine araba çarptığına tanıklık ettim. Yaya geçitleri insanlara rahatlık içindir ama burada sürücüler hayli agresif.”
Östlund, bir soygun olayı yaşadığını açıkladı. “Geçen gece villamıza hırsız girdi. Laptop’larımızı ve spor ayakkabılarımızı çaldı. Ayrıca yapımcımın kırmızı pantolonunu da çalmışlar ki bu hayli tuhaftı!”
Altın Palmiyeli yönetmenin 142 dakika uzunluğundaki filmi The Square’de Claes Bang, Elisabeth Moss ve Dominic West başrollerde yer alıyor.
