Başkır türkü ve tatar bir ailenin oğlu olarak Sibirya yakınlarında doğan, annesi Feride ve babası Hamit tarafından çocukluğundan itibaren bir sanatçı olarak yetiştirilen, kısa sürede Bolşoy balesine kabul edilen ancak daha iyi olduğunu düşündüğü Kirov’a devam eden Rudolf Nureyev daha 17 yaşında dünyaca tanınan bir isim haline gelmişti.
1950’li yılları bale tarihinin en iyi performanslarını ortaya koyarak geçiren Nureyev, tüm sanat eleştirmenleri tarafından mükemmelliğin vücut bulmuş hali olarak gösterildi. 1961’de çıktığı Avrupa turu ise hayatını değiştirecekti. Tur boyunca yasak olmasına rağmen uluslararası isimlerle ve özellikle Paris sanat çevreleriyle fazla içli-dışlı olması Sovyet yönetiminin tepkisini çekti. Yönetim, turun geri kalanındaki gösterileri iptal ederek geri dönmesini emretti. Aynı zamanda annesinin de ağır hasta olduğunu da iddia ederek acilen Moskova’ya dönmesini istedi. Geri dönünce yargılanacağını ve hapis cezası da alabileceğini anlayan Nureyev, 1961’de fransız polisinin ve arkadaşı Clara Saint’in yardımıyla Fransa’ya iltica etti.
Hayatının geri kalanını yine önemli performanslar, Freddie Mercury, Mick Jagger ve Liza Minnelli gibi isimlerin yakın arkadaşlıkları ve artık gizlemediği eşcinselliğini yaşayarak geçirdi. 1984’te yakalandığı AIDS hastalığıyla 8 yıl savaştıktan sonra 1992’de hayata gözlerini yumdu.
Colum McCann’in 2003 tarihli “Nureyev” isimli romanının haklarını satın alan yapımcılar Trudie Styler ve Celine Rattray film için çalışmalara başladı. Filmin önündeki en önemli engel doğal olarak Nureyev’i oynayacak ismi bulmak olacak.
