Martin Scorsese’nin geçtiğimiz aylarda Marvel hakkında yaptığı açıklamalar sonrası, her önemli yönetmenle yapılan röportajda konu açılmaya başlandı. Terry Gilliam, görüşlerini ayrıntılı bir şekilde anlattı:
“Sinemayı bu kadar domine etmelerini sevmiyorum. Paranın büyük bölümünü onlar alıyor ve daha geniş yelpazede filmler yapmalılar. Teknik olarak mükemmeller. Yönetmenlerin en azından teknik yetenekleri çok iyi olduğu için onları suçlayamam. Ama bu kadar büyük kaynakları daha yararlı kullanmalılar”
“Gerçek hayatla biraz daha fazla ilişki kurmalılar. Dünyada dişe dokunur bir şey yapabilmek için süper kahraman olmalısınız mesajını veriyorlar. Bu beni delirtiyor. Bu filmlerin genç insanlara söylediği bu olmamalı. Gerçeklerle yüzleştiklerinde ne yapacaklarını anlatmalı, süper kahraman beklememelerini aktarmalı… İnsan olmak zaman zaman zor durumlara düşmek ve bu durumlardan süper güçler olmadan çıkmaktır. Yarattıkları gösterinin kalitesini eleştiremem, teknik olarak çok iyiler. Ama her sahnede bir şehri havaya uçurmaları da yorucu olabiliyor”
“Yerçekimi nerede? Gerçek yer çekimi nerede? Süper kahraman filmlerinde her şey mümkün… Hayatı ilginç kılan sınırlardır. Zırhın parçalanıyor, yanıyor, hemen yeni bir zırh yaratıyorsun. Çünkü ismin Tony Stark… Hayat bu kadar kolay olmamalı…”
“Bu filmler dengeyi de bozdu. Ya çok büyük filmler için, ya da düşük bütçeli filmler için para ayrılıyor. Ortası yok… Ya 150 milyon dolarlık bütçeleri, ya da 10 milyon dolarlıkları kabul ediyor stüdyolar. Diğer projeler artık yok. İnsanı düşünmeye sevk eden, izledi mi uyumadan önce biraz düşünmesini sağlayacak filmler yok”
“Black Panther’i de sevmedim. Siyah çocuklara çok yanlış mesajlar veriyor. Baştan aşağı saçmalık. Sanırım filmi çeken insanlar Afrika’ya hiç gitmemişler. Modacılara klasik süper kahraman kıyafetlerini verip, biraz afrika çizgileri koyunca, o film siyahi bir film olmuyor”