Şarkıların Öyküleri: The Cemetry Gates (The Smiths)

Manşet Notaların Akışı

The Smiths’in birbirini önce çok seven ve mükemmel şarkılar ortaya çıkaran, ardından da nefret edip grubu dağıtan iki ismi Johnny Marr ve Morrissey The Cemetry Gates ile mezarlıkta geçen bir günü anlatıyor. Morrissey’in şarkı boyunca ironinin dibine vurduğu bir şarkı olarak da öne çıkar.

Şarkının anlatıcısı bir arkadaşını mezarlıkta bir gezintiye davet ettiğinde yaşayacağı duygu iniş-çıkışlarından habersizdir. İlk bölümde buluşmayı anlatırken, John Keats ve W.B. Yeats senin yanında, Oscar Wilde da benim diyerek bunun entelektüel dozu yüksek bir buluşma olduğunu anlatır.

A dreaded sunny day
So I meet you at the cemetry gates
Keats and Yeats are on your side
A dreaded sunny day
So I meet you at the cemetry gates
Keats and Yeats are on your side
While Wilde is on mine

Mezarlık gezisinin ilk bölümlerinde yoğun duygular hakimdir. Kahramanımız mezar taşlarını gördükçe duygulanır. Bu kadar insanın hayattan kopmasını haksız bulur ve ağlamak ister.

So we go inside and we gravely read the stones
All those people, all those lives
Where are they now?
With loves, and hates
And passions just like mine
They were born
And then they lived
And then they died
It seems so unfair
I want to cry

Bu duygu yoğunluğu arkadaşının bir şiiriyle ortasından yırtılıverir. Shakespeare’in Üçüncü Richard’ından “Ere thrice the sun done salutation to the dawn.” dizelerini arkadaşının kendisininmiş gibi aktarması kahramanımızı çok kızdırır. Eğer şiir yazmak istiyorsan, kelimeler kendine ait olmalıdır. Yoksa kendisi gibi büyük burunlu birine rastlayabilir. Düşerken gülen de çok olur.

You say : “‘Ere thrice the sun done salutation to the dawn”
And you claim these words as your own
But I’ve read well, and I’ve heard them said
A hundred times (maybe less, maybe more)
If you must write prose/poems
The words you use should be your own
Don’t plagiarise or take “on loan”
‘Cause there’s always someone, somewhere
With a big nose, who knows
And who trips you up and laughs
When you fall
Who’ll trip you up and laugh
When you fall

İşin kötüsü arkadaşının bu dizelerinin aklına gelmesi, bir mezarda gördüğü bir yazıdır. 1804’te ölmüş sarhoş bir fahişenin mezarından görerek, aklına gelen ilk dizeleri kendisininmiş gibi tekrarlamıştır. Keats ve Yeats arkadaşınındır. Ama Wilde onundur ve onun gibi iğneleyici sert olmaktan kaçınmaz.

You say : “‘Ere long done do does did”
Words which could only be your own
And then produce the text
From whence was ripped
(Some dizzy whore, 1804)
A dreaded sunny day
So let’s go where we’re happy
And I meet you at the cemetry gates
Oh, Keats and Yeats are on your side
A dreaded sunny day
So let’s go where we’re wanted
And I meet you at the cemetry gates
Keats and Yeats are on your side
But you lose
‘Cause weird lover Wilde is on mine
Sure!

Ve gelelim ironiye…
Hayatta kimse kendini büyük görerek başkasını aşağılamamalı… Kahramanımızın ilk bölümde duygu yoğunluğuyla söylediği dizeler de başkasına aittir.
1942 tarihli The Man Who Came to Dinner isimli filmimizde, kahramanımız bir lahite bakarak aynı cümleleri tekrarlar.

All those people, all those lives
Where are they now?
With loves, and hates
And passions just like mine

Ve zaten şarkının ismindeki mezarlık kelimesi de Cemetry diye yazılmaz…

Tagged