Alfonso Cuaron’un ilk fantastik/bilim-kurgu filmi Harry Potter’dı. Cuaron bu filmden sonra da bilim-kurguyu terk etmedi ve Children of Men’i çekti. Bu iki filmle epey övgü ve olumlu eleştiri toplayan Cuaron yeni filminin de bilim-kurgu olacağını açıklamıştı yıllar evvel. Gravity adını verdiği filminin senaryosunu oğlu Jonas Cuaron ve yönetmen Rodrigo Garcia ile birlikte yazmıştı. Üç yıldır filmi çekmeye çalışan ve bunun uğruna başka bir film çekmeyen Cuaron filmin hazırlıklarına 2011’in başlarında başlamıştı. Filmin başrolü için önce Angelina Jolie, Jolie ile anlaşılmayınca Marion Cotillard, Blake Lively ve Scarlett Johansson’la iletişime geçildi. Tüm bu oyunculardan sonra Black Swan’la üç-dört ay boyunca gündemden düşmeyen Natalie Portman’a teklif götürülmüştü. Cuaron da Portman ile çalışmayı çok istediğini açıklamıştı. Ne yazık ki Portman o sıralar dandik filmler çektiğinden Gravity’i kabul etmedi. Bunun üzerine rol ne yazık ki Sandra Bullock’a gitti.
Filmin diğer başrolü için önce Robert Downey, Jr’ın adı geçmişti. Downey ile de anlaşılamayınca George Clooney’e teklif götürüldü. Clooney teklifi kabul etti. Filmin görüntü yönetmenliği ise Children of Men’le harikalar yaratan Emmanuel Lubezki’ye ve Cuaron’un yönettiği Harry Potter’ın görüntü yönetmenliğini üstlenen bir diğer başarılı görüntü yönetmeni Michael Seresin’e teklif edildi, iki usta da teklifi kabul ettiler. Genelde filmlerin tek bir görüntü yönetmenliği olur ama Gravity’nin iki adet görüntü yönetmeni var. Bu da filmin neredeyse tamamının uzayda geçeceğini kanıtlıyor. Kadroda sadece George ile Sandra’nın olması bir diğer kanıt.
Gravity’nin konusu kabaca şöyle: Matt Kowalsky ile Dr. Ryan Stone uzayda yürüyüş yaparlarken uzay mekiklerine bir adet gök taşı çarpar. Matt ile Ryan uzayda bir başlarına kalırlar. Artık yapmaları gereken tek şey oksijenlerini cüzzi miktarlarda kullanıp hayatta kalmaya çalışmak ve dünyaya dönmenin bir yolunu bulmaktır. Evet, usta yönetmen Cuaron Children of Men’den sonra tekrar “hayatta kalma” (survival) temasına odaklanan bir filme imza atmış. Children of Men hatırlanırsa filmde Theo’nun hiçbir risk almadan hayattını devam ettirmeye çalışması anlatılıyordu. Bir süre sonraysa Theo, hamile bir kızla birlikte hayatta kalmaya çalışacak ve kızı onu güvende tutacak gemiye ulaştırmaya çalışacaktı. Bu filmde de Cuaron bu temaya odaklanıyor. Yönetmenin bu tema etrafında dönen gerilimin en az Children of Men’deki kadar kaliteli olacağına inancımız tam.
Hayal İcraat’tan (www.hayaliicraat.com) öğrendiğim üzere filmdeki uzun ve tek planların sayısı da bir hayli fazla olacakmış. Hatta filmin giriş sahnesinin 17 dakika uzunluğunda olduğu ve bundan sonra ara ara tekrar uzun ve tek planlara rastlayacağımız filmin yapımcısı tarafından açıklanmış. Film 2 saat sürecekmiş. Cuaron’un Children of Men’deki iki adet tek planlı ve uzun süreli sahnesi akla geldikçe heyecanlanmamak elde değil doğrusu. Yönetmenin bu filmde kendisini aşmaya çalıştığını söylemek mümkün. Bunda ne kadar başarılı olduğunu kışın öğrenebileceğiz. Film Amerika’da 21 Kasım’da vizyona girecek. Ülkemizdeyse 23 Kasım’da (tabi bir değişiklik yapılıp film şubat ayına ertelenmezse).
Yazının sonunda sizleri filmle ilgili hiçbir görüntü içermeyen bir buçuk dakikalık teaserıyla ve Children of Men’deki o benzersiz araba sahnesiyle baş başa bırakalım.
