Almanya’da birçok yapım federal yönetim tarafından “DFFF” (Deutsche Federale Filmförderfunds – Alman Federal Film Fonu ) tarafından destekleniyor. Aslında bu desteğin daha çok yatırıma dönüştüğünü de destek alan filmlerin gişede önemli başarı yakalayarak aldıkları desteği fazlasıyla geri ödemeleriyle görüyoruz. Üstüne üstlük kurum bağımsız denetleme kurumlarıyla çalışıyor, alman sinemasının nasıl ilerleyeceği ile ilgili orta ve uzun vadeli planlar yapıp uyguluyor.
Kısacası DFFF, yapılanma ve strateji bakımından Angela Merkel hükümetinden daha iyi çalışıyor diyebiliriz. Ancak bu durum Merkel’in aklı geleceğe pek ermeyen kapitalist/milliyetçi beyniyle ve “Amaaan, sanat da nedir?” yaklaşımıyla DFFF’in ödeneklerini kısmasını engellemiyor.
Bu kısıntı girişimi alman sinemacıları doğal olarak sinirlendirdi, tüm yaşananları ve DFFF’in ne kadar iyi çalıştığını nineye anlatır gibi tane tane aktaran bir mektup kaleme aldılar.
Moritz Bleibtreu, Daniel Brühl, Roland Emmerich, Bruno Ganz, Martina Gedeck, Michael Haneke, Werner Herzog, Oliver Hirschbiegel, Wolfgang Petersen, Volker Schlöndorff, Til Schweiger, Margarethe von Trotta, Tom Tykwer, Christoph Waltz, Hans Weingartner, Wim Wenders’in de aralarında bulunduğu 50 sinemacı bildiriye imza attı.
Bildiride ismi bulunan sinemacılara baktığımızda ise ülkemizde olduğu gibi “Popüler sinema yapıyorum, devletle ters düşmeyeyim, halka şirin görüneyim”, “Sansür, kesinti, benim başıma gelene kadar umrumda değil” gibi bir yaklaşımla hareket edilmediğini görüyoruz. “Keşke biraz ders alsak” diye hayıflanıyoruz.