Bilindiği üzere Netflix‘le Cannes Film Festivali yönetimi arasındaki gerilim geçen yıl Netflix’in ilk kez Altın Palmiye yarışına dahil olmasıyla başlamıştı. Netflix filmlerini Cannes’da gösterildiği gün dijital servisinden yayınlayınca (nette yayınlandığı için Cannes’daki sinemalara çok az izleyici gittiğinden) sinema sahipleri Netflix’e tepki göstermiş, Cannes yönetimi de kuralları değiştirmesi için Netflix’i uyarmıştı. Gerilim bu yıl da devam ediyor, Cannes Netflix’in kurallarını değiştirme isteğini yineliyor. Değiştirmezse Netflix’i ancak yarışma dışı kategoriye dahil edeceklerini söylemişti Cannes başkanı. Yani Netflix, Altın Palmiye için artık yarışamayabilir.
Peki Netflix’in cevabı ne oldu? Netflix bu kez alttan almadı, Cannes seçkisindeki beş filmi çekmekle tehdit etti. Bu beş filmse şunlar: Paul Greengrass’ın Norveç’teki katliama odaklanan filmi Norway, Orson Welles’in yıllar sonra Netflix sayesinde tamamlanan filmi The Other Side of the Wind, Morgan Neville’ın belgeseli They’ll Love Me When I’m Dead, Alfonso Cuaron’un memleketine dönüş filmi Roma ve Jeremy Saulnier’in gerilim filmi Hold the Dark. Evet bu beş yapımın da galaları Cannes’da yapılacakmış. Tabii Netflix beş filmini de Cannes’dan çekebilir. İşin şaşırtıcı kısmıysa Cannes’ın Netflix’i yarışmaya dahil etmeyeceğini açıklamasına rağmen Netflix’ten beş yapımı kabul etmiş olması ve Netflix’in sessiz sedasız Roma‘yı satın almış olması. Cannes’ın yarışma seçkisi 12 nisanda duyurulacak. Bakalım Netflix bu yapımlarını çekecek mi, yoksa uzlaşma sağlanacak mı?